Blogger'de Yorumlarınızın Yanına "Admin" İbaresi Eklemek

Sitedeki yorumlar kısmını farkettiyseniz, ben yorum yaptıktan sonra adımın hemen hizasında "Admin" yazdığını farketmişsinizdir. Bu hem sitenize daha profesyonel bir görüntü kazandıracaktır hem de sizinle aynı adı kullanan başka bir kullanıcı yorum yaptığında, diğer ziyaretçiler, kimin sitenin yöneticisi olduğunu daha iyi kavrayabilirler.

Daha önce bunu nasıl yaptığımı soranlar oldu. Belki bilenleriniz vardır, kullandığım yorum formunun şablonuna ait kodlar, internet üzerindeki bazı sitelerde var.  Ben de bu yorum formu üzerinde yaptığım oynamalar sonucunda, yorum formuna "Admin" ibaresini ekledim ek olarak.

Sitemde yazı kopyalama yasağı olduğu için kodu direkt olarak buradan paylaşamıyorum. Paylaşsam da çoğu kişi kopyalayamıyor zaten. Bu nedenle buraya tıklayarak kodu bilgisayarınıza indirebilirsiniz.


2 farklı kod düzenledim. Eğer üstteki kod blogger sitenizde düzgün gözükmediyse buraya tıklayarak alternatif kodu indirebilirsiniz, blogger sitenizde deneyebilirsiniz. Ufak tefek farklar dışında her iki kod da aynıdır.

Metin belgesi içerisindeki kodu kopyalayıp, blogger şablonunuzda
</body> 
ifadesinden hemen önce eklemeniz yeterli olacaktır. Hepsi bu kadar!

Ayrıca.. Eğer isteyen olursa...
Kod içerisindeki  "Admin" ibaresini değiştirip kafanıza göre daha başka şeyler eklemek isterseniz, kod içerisinde bulunan şu linki : (http://i.hizliresim.com/P3WPYN.jpg) değiştirmeniz yeterli olacaktır.

Skype Çalışır Haldeyken Arka Plana Gizleme (Görev Çubuğundan Gizleme)

Skype kullanıyorsanız eğer, pencereyi kapatma butonuna basmanıza rağmen program halen görev çubuğunda aynen şu ekran görüntüsündeki gibi duruyorsa eğer;


boş yere kalabalık etmesinde dolayı bu durum can sıkıcı olabilir. Çünkü biz MSN kullanmış bir nesiliz. Kapatma tuşu olan "X" tuşuna basınca o program şu kısma gizlenmeli;
ama kapanmamalı. Arka planda aktif olmalı. Sizde benimle aynı düşüncedeyseniz eğer veya Skype kullanmaya yeni başladıysanız ve bunun nasıl yapıldığı hakkında bir fikriniz yoksa yazıyı okumaya devam edin.

Skype'taki "Araçlar" kısmında bulunan "Seçenekler"e tıkladığınızda karşınıza şöyle bir pencere gelecektir. 

Bu pencerede "Gelişmiş" sekmesine tıklamanız gerekiyor.

"Gelişmiş" sekmesine tıkladıktan sonra karşınıza aşağıdaki gibi bir ekran gelecektir.


Ekran görüntüsünde de görüleceği üzere, "Gelişmiş Seçenekler" kısmındaki; "Giriş yaptıktan sonra, Skype'ı görev çubuğunda tut" ifadesinin başındaki tik işareti işaretli olmamalı. İşaretli ise, o tik işaretini kaldırmanız gerekiyor. Daha sonra da "Kaydet" butonundan yaptığınız işlemi kaydettikten sonra artık Skype'ınız görev çubuğunda değil, "Bildirim Alanı Simgeleri" kısmında görünecektir.

Yani şu şekilde;

Bu işlemi yaptıktan sonra Skype artık görev çubuğunu boş yere işgal etmeyecektir. Bildirimlerinizi yine normal şekilde almaya devam edeceksiniz ve oturumunuzu kendiniz kapatmadığınız sürece Skype'ınız açık halde kalmaya devam edecektir.

Herhangi Bir Websitesinde Kullanılan Yazı Tipini Öğrenmek

İnternet kodlaması yaparken binlerce yazı fontu arasından hoşunuza gideni bulmak çoğu zaman size zaman kaybı yaşatabilir. Peki ya bilinen büyük sitelerde gördüğünüz ve hoşunuza giden yazı fontlarını kendi blogunuzda veya sitenizde de görmek isterseniz o yazı fontunu nasıl öğrenebiliriz?

Bu hizmeti veren çeşitli oline siteler var mıdır bilmiyorum ama tarayıcı eklentileri sayesinde istediğiniz herhangi bir sitenin yazı tipini bulmak oldukça kolay. Bunun için 2 eklenti önereceğim sizlere bunlardan bir tanesi What Font eklentisi diğer ise Context Font eklentisidir. Eklenti kelimesi daha çok Mozilla Firefox kullanıcılarının bildiği bir ifadedir. Eklenti dediğim şey aslında Google Chrome'daki uzantı ile aynı şeydir.

  • What Font eklentisi Google Chrome ile çalışan bir uzantıdır.
  • Context Font ise Mozilla Firefox tarayıcısı ile çalışan bir yazı tipi bulma eklentisidir.

Bu eklentiler sadece yazı tipinin ne olduğunu bulmakla kalmayıp aynı zamanda yazının boyutu ve içerikteki yazıların satır aralıklarının ne kadar ve yazının hex color kodu hakkında da bilgi vermektedirler. 

Google Chrome kullanıcısıysanız buraya tıklayarak What Font uzantısını tarayıcınıza kurabilirsiniz.

Mozilla Firefox kullanıcısıysanız, buraya tıklayarak Context Font eklentisini Firefox tarayıcına kurabilirsiniz.

What Font Uzantısının Kullanımı



Oldukça basit bir kullanıma sahip olan What Font eklentisini kurduğunuz zaman eklenti simgesi tarayıcınızın sağ üst köşesine gelecektir. Simgeye tıkladıktan sonra istediğiniz bir yazı tipi üzerine tıklayarak o yazı tipine ait bilgilere ulaşabilirsiniz. Eklenti açık olduğu sürece hiçbir şeye tıklanamamaktadır. Bu sebeple işiniz bittiği zaman, uzantıya ait simgenin hemen alt kısmından Exit What Font yaparak uzantıdan çıkış yapmanız gerekmektedir. Aşağıdaki videoyu izleyerek ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz.




Context Font Eklentisinin Kullanımı 


What Font'a göre daha basit ve daha pratik. What Font'a göre tek dezavantajı ise yazı kopyalama yasağı olan sitelerde veya işaretlenmesi zor olan yazılarda etkisiz kalabilir. Context Font, yazı tipinin hangi renk ile kodlandığını yani hex color kodunu What Font eklentisinde olduğu gibi göstermemektedir. Tabii bunlar da dikkate alınmayacak kadar çok ufak tefek dezavantajlardır. Bunun dışında Mozilla Firefox kullanıcıları için çok iyi bir yazı tipi öğrenme eklentisidir diyebilirim. Ben de bir Mozilla Firefox kullanıcı olarak bu eklentiyi daha çok kullanacağım sanırım. Context Font'un yetersiz kaldığı durumlarda da What Font'a başvruruz artık. Bu eklenti tipi için de sizlere basit bir video hazırladım. Buyrun izleyin.

Facebook Sayfasını / Profilini Twitter Hesabına Bağlamak

Blog veya herhangi bir internet sitesi sahibiyseniz, içeriklerinizin daha çok okuyucuya ulaşması açısından sosyal medya üzerinden paylaşılması siteniz için önemlidir. Peki içeriklerimizi pratik bir şekilde sosyal medyada platformlarında nasıl paylaşabiliriz?

Günümüzde ise Facebook ve Twitter hiç şüphesiz ki en popüler olan 2 sosyal medya platformudur. İçeriklerinizi Facebook ve Twitter üzerinde ayrı ayrı paylaşmak zaman kaybı ve fazladan uğraş gerektiren bir iştir. Bu yazımızda tek bir sosyal medya platformunda yayınlanan içeriğin diğer bir sosyal medya platformunda nasıl otomatik olarak paylaşılacağını göreceğiz.

Ufacık bir işlem sonrasında, sitenize ait Twitter hesabına hiç giriş yapmadan, sadece Facebook sayfası üzerinden yapacağınız paylaşım ile içeriğinizi otomatik olarak Twitter'da da paylaşabileceksiniz. Yani bir taş ile 2 kuş vurmuş olacağız. Bize bu kolaylığı sağlayan Facebook ve Twitter şirketlerine bu konuda teşekkür etmek lazım. Zira diğer sosyal medya siteleri için aynı durum söz konusu olamadığından 3. parti uygulamalara mecbur bırakıyorlar kullanıcıları.

1) Sitenize ait Facebook sayfanızın olduğu Facebook hesabına giriş yapınız.

2) www.facebook.com/twitter adresine tıklayınız.

3) Karşınıza bir sürü Facebook sayfası gelecektir. Bu sayfaların hemen karşısında "Twitter'a Bağla" butonlarını olması gerekiyor. Bağlamak istediğiniz Facebook sayfasının karşısındaki "Twitter'a Bağla" butonuna tıklayarak, sitenize ait olan Twitter sayfasına giriş yapın.

4) Uygulamaya izin verin ve işlemem tamamdır! Artık sayfanıza ait olan Facebook sayfasında paylaşacağınız her içerik otomatik olarak bağlamış olduğunuz Twitter hesabında paylaşılacaktır.

Ayrıca hesabınızı bağladıktan sonra tekrar www.facebook.com/twitter sayfasına gelerek, "Ayarları Düzenle" kısmından nelerin paylaşılması gerektiğini seçebilirsiniz.

Bakınız :


Sadece websitenize ait sayfaları değil, aynı yöntem ile kişisel Facebook profilinize de Twitter hesabınıza bağlayabilirsiniz.

CocaCola ve Pepsi Şifrelerini Üreten Programlar Nasıl Yapılıyor? [Video]


CocaCola'nın ve Pepsi'nin kampanyalarında kullandığımız kapak şifreleri nasıl üretiliyor merak ettiniz mi bilmiyorum ama bu yazımda C# programlama dili ile o şifrelerden üreten bir program nasıl yapılıyor videolu olarak onu göstereceğim

C# programıyla ilgiliyseniz eğer, C# dili ile bir program yazabilmek için öncelikle Visual Studio adlı programı kullanmamız gerektiğini de biliyorsunuzdur. Bilmiyor iseniz de şuanda öğrenmişsinizdir. Herhangi bir dille de şifre üreten program yazılabilir ama ben bunu C# dili ile göstereceğim.

Buyrun siz videoyu izleyin ama video yüklenirken yada videoyu izledikten sonra muhakkak ki video altındaki açıklamalarımı da okuyun ve kesinlikle bu tarz programların ürettiği kodları kampanyalar dahilinde kullanmayınız!



Yukarıdaki videoyu izlediyseniz eğer, CocaCola ve Pepsi şifrelerinin nasıl üretildiğine de şahit olmuşsunuzdur. Amacım, C# ile ilgili olan arkadaşlara veya bu kod üretme işinin nasıl olduğunu merak eden arkadaşları aydınlatmaktı ve en basit haliyle bu işin mantığını göstermekti sadece. Kesinlikle bu tarz programların ürettiği kodları kampanya dahilinde kesinlikle kullanmayınız, zararlı çıkabilirsiniz. Çünkü bilgisayar bu şekilde kat trilyonlarca çeşit kod üretebilir.

Ufak bir matematik hesabı yapacak olursak, 8 karakterli bir şifrenin her bir karakteri için 35 farklı karakterden sadece birinin gelmesi durumu var ortada. Yani 35'in 1'li kombinasyonu hesabını yaparsak 8 karakterin her biri için 35 farklı karakter geleceğini düşünürsek; 35x35x35x35x35x35x35x35 = 2.2518754x10 üzeri 12 gibi bir sayı eder. Bu kadar büyük bir sayı kaç kat trilyon yada kent trilyon eder okuyabilir misiniz? Şahsen ben okuyamadım.

Bu kat trilyonlarca çeşit şifre arasından CocaCola'nın yada Pepsi'nin veritabanında saklı olan sayılarla, programla üretilen sayının eşleşme ihtimali çok çok çok düşük bir ihtimaldir. Ayrıca bir defa kullanılan kodun bir daha kullanılmadığını da göz önüne alırsak bu imkansıza yakın bir şeydir. Kaldı ki şirketler bu işi yaparken çok farklı algoritmalar ile kodlarını üretmiş olabilirler. Benim videoda göstermiş olduğum mantık, bu kod üretme işinin nasıl yapıldığına dair gösterilebilecek en basit mantıktır.

General Mobile Discovery Shake Brush Özelliği Nedir? Nasıl Kullanılır?

Bir Türk markası olan General Mobile, başlarda çift simkart özelliği ile bir ilki başaran şirket olarak duyulmuştu. General Mobile markası, yine dünyada bir ilki geliştirerek kullanıcılarına "Shake Brush" adını verdikleri bir yenilik sundular.

Shake Brush özelliği sayesinde sadece telefonunuzu sallayarak tüm arka plan uygulamalarınızı kapatabilirsininiz. Bildiğiniz üzere mevcut Android modellerinde son uygulamaları kapatmak için elimiz ile cihaz uygulamalarını sağa çekerek arka plan uygulamalarını kapatabiliyoruz. Bu uygulamalar çok fazla olduğu zaman her uygulama ile tek tek uğraşmak yerine Shake Brush özelliği ile telefonunuzu bir kez sallayarak arka plandaki uygulamaların hepsini kapatabilirsiniz.


General Mobile'ın Discovery modellerinde bulunan bu özelliğin nasıl kullanılacağına dair şirketin resmi YouTube kanalı aracılığıyla bir video hazırlanmış. Bu videoda ayrıca Shake Brush dışında cep telefonunuzun perfomansını nasıl arttırabileceğinize dair bilgiler de yer almaktadır. Bu sebeple eğer Discovery kullanıcısı iseniz bu videoyu izlemenizi tavsiye ederim.



Shake Brush özelliği arka plan uygulamalarını kapatarak gereksiz yere RAM'i kullanan uygulamarın proseslerini RAM'den siliyor. Böylece RAM'inizin gereğinden fazla şarj tüketmesinin önüne geçiyor. RAM'in kullanılmayan uygulamalardan arınıp boşalması ile hem cihazınız fazladan şarj tüketmemiş oluyor hem de telefonunuzun daha performanslı çalışmasını sağlıyor.

Sistem Programlama'da Thread (İplik) Kavramı ve İşlemleri [Video]

İplikler hafif proses olarak adlandırılırlar. Prosesler gibi çalışırlar ama proseslere göre belli başlı farkları vardır. Ona da farklı bir başlık altında değineceğim. Türkçesi iplik olan bu hafif prosesler, ingilizce ifadesi olan Thread olarak da geçer bazı kitaplarda veya web sitelerinde.

İplikler, tek bir prosesin daha çok işlem yapmasına olanak tanırlar. Bilgisayar belleğinde fazladan alan işgal etmezler. Belli bir alana sahip proseslerin içinde çalışırlar. Bir proses bir ipliğe sahip olabileceği gibi birden fazla ipliğe de sahip olabilir.




İplikler kolay oluşturulup kolay yok edilirler.  Bir program yazarken, programın mevcut prosesi içinde bir iplik yaratıp birden çok işlem yapmak istiyorsanız eğer, derleyicinize;

#include <pthread.h>

kütüphanesini eklemeniz gerekiyor.

Threadler yani iplikler ile işlemler yaparken bazı ifadeleri bilmeniz gerekiyor. İplikler ile işlem yaparken bu ifadeler olmazsa olmaz ifadelerdir. Programı yazmaya başladığınız zaman main kısmında öncelikli olarak yapacağınız işlemlerdir. Kısacası bu ifadeler iplik işlemlerinin demirbaş işlemleridir.

pthread_t()

İpliklere ait bilgileri tutar. Bir ipliğin sahip olması gereken tüm özellikler bu ifade ile tanımlanmış olan ifadede saklanır.

pthread_create() :

 Bu ifade ile yeni bir iplik oluşturulur. 4 farklı parametre alır.
1. parametresi : İpliğe ait bilgileri tutan değişkenin adresini tutar.
2. parametresi : İpliğin özelliklerini tutar. Yapacağımız örneklerde NULL olarak kalacak.
3. parametresi : İpliğe ait olan fonksiyonun adını tutar.
4. parametresi : İpliğimize ait olan fonksiyona değer döndereceksek eğer, 4. parametre kısmı kullanılır. Bu parametre için unutmamanız gereken en önemli özellik ise, bu parametre sadece void değerler alır. Eğer ki farklı türdeki değerler yollayacaksanız fonksiyona, ilk önce (void *)x işlemi yaparak değerinizi void türüne dönüştürmeniz gerekiyor. Videolarda bunu daha iyi anlayacaksınız zaten.

pthread_join() 

"İpliğin işlemini bitirmesini bekle" anlamına gelir. Eğer iplik kullanarak bir program yazacaksanız bu ifade olmazsa olmaz bir ifadedir. Bu ifade sayesinde iplik işini bitirmeden proses sonlanmaz. Bu ifade 2 parametre alır.

1. paremetresi : İpliğe ait bilgileri tutan değişkenin kendisini tutar.
2. parametresi : Geri dönüş değerlerini tutar. Eğer ipliğinizin geri dönüş değeri var ise, ikinci parametre bu veriyi tutar. Yarattığınız thread geriye değer döndermiyor ise eğer, bu parametreye NULL yazılır.

pthread_exit()

İçine void değerler alır. İpliğin geri dönüş değerini tutarlar. Geri dönüş değeri yok ise içine NULL yazılır.


İplikler nedir, nasıl çalışırlar, iplik oluşturup çeşitli işlemler nasıl yapılır? Bütün bunları daha iyi anlamanız açısından iplikler ile ilgili 4 tane örnek video çektim.

1. Örnek : Bu örnek basit bir thread örneğidir. İpliklere değer gönderme falan yok. Basit olarak threadlerin genel yapısını görmenizi sağlayacak bir örnektir. Örnekte her fonksiyonu bir iplik olarak düşüneceğiz.



2. Örnek :  Bu örneğin bir öncekinden farkı, bu sefer ipliğimize değer gönderiyoruz. Yine önceki örnekte olduğu gibi her fonksiyonu bir thread olarak düşünecez.



3. Örnek : Artık örneklerimizin gelişmişlik düzeyi giderek artıyor. Bu videoda Thread'lerin değer döndermesini göreceğiz. pthread_join() ifadesinin nasıl kullanıldığını göreceksiniz. Her fonksiyon bir thread olarak düşünülecek.



4. Örnek : Diğer 3 örneğe göre en gelişmiş olan örnektir. Bu örnekte bir yapı kullanacağız. Kullanacağımız bu yapı sayesinde bir Thread'e (ipliğe) birden çok veri gönderebileceğiz ve oluşturacağımız her iki Thread, tek bir fonksiyonu kullanacaktır. Üstelik de ipliğimiz değer dönderen bir iplik olacaktır.


SMS Şifresi (Güvenlik Kodu) İle Facebook Hesabının Güvenliğini Arttır!

Sosyal medya olmazsa olmazlarımız arasına girdiği bugünlerde, sosyal medya deyip geçtiğimiz bu siteler aslında bizlerin kişisel bilgilerini barındırmasından dolayı bizim için çok önemlidirler. Peki etrafta dolanan korsanlara karşı Facebook hesabımızın güvenliğini nasıl arttırabiliriz.

Facebook, birkaç yıl önce geliştirmesine karşın bir çok kişinin bilmediği bir yöntem olan tek kullanımlık SMS şifresi ile Facebook hesabınızın çalınma ihtimalini veya şifresi çalınsa bile hesaba giriş yapılmasını %99 engelleyebiliyoruz. İnternetin ve bilgisayarın sınırları olmamasından dolayı her zaman ki gibi %1 de olsa bir pay bırakıyoruz.

Peki Nedir Bu Tek Kullanımlık SMS Şifresi?

Güvenliği arttırmak açısından daha çok bankaların internet şubelerine girişlerde kullanılan bir yöntemdir. Eğer hali hazırda bir internet şubesine sahipseniz ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Tek kullanımlık SMS şifresi ile her Facebook'a girişlerinizde Facebook cep telefonunuza bir kod yollar. Kullanıcı adınızı girdiniz ve şifrenizi girdiniz daha sonrasında ise Facebook'a giriş yapmak için giriş butonuna bastınız diyelim. Eğer tek kullanımlık SMS şifresi özelliğini, ayarlardan aktif etmiş iseniz, kullanıcı adınız ve şifreniz doğru olsa bile Facebook'a giriş yapamazsınız. Facebook sizden, aşağıdaki ekran görüntüsünde de göreceğiniz üzere, bir kod ister.



Bu kodu alabilmek için ise, " Kodunu bulamıyor musun? " seçeneğine tıklıyorsunuz ve daha sonrasında ise, karşına gelecek olan ekrandan " Güvenlik kodunu bana kısa mesajla gönderin " seçeneğine tıklıyorsunuz. Aşağıdaki ekran görüntüsünde de gördüğünüz üzere :


15 - 20 saniye içerisinde kodunuz telefonunuza gelecektir ve siz kodu kutucuğa girdikten sonra Facebook hesabınıza giriş yapılacaktır. Aksi takdirde giriş yapamazsınız. Bu da demek oluyor ki şifreniz başkaları tarafından çalınsa bile telefonunuz sizde olduğu sürece Facebook hesabına kesinlikle hiç kimse giriş yapamayacaktır.


SMS Şifresi (Güvenlik Kodu) Sistemini Nasıl Aktif Edebilirim?

Facebook hesabınızın sağ üst köşesinden " Ayarlar "a girin. Daha sonra ise, " Güvenlik " yazan kısma tıklayın. Orada " Giriş Onayları " yazan seçeneğe tıklayıp, "Bilinmeyen tarayıcılardan hesabıma erişmek için güvenlik kodu istensin" seçeneğini işaretledikten sonra, tek kullanımlık SMS şifresi özelliğini aktif edebilirsiniz. Güvenlik kodunun gönderileceği telefon numarası yazılı değil ise, ilk önc telefon numaranızı yazın. Eğer daha önceden bir telefon numarası girilmiş ise, bunun kendi telefon numaranız olup olmadığını kontrol edin, ondan sonra giriş onaylarını aktifleştirin.


Sık Giriş Yaptığım Tarayıcıda Değil, Başka Tarayıcılarda Kod İstesin

Bunu ayarlamak çok basit. Kodu girdikten sonra Facebook size "Tarayıcıyı kaydet"  ve  "Kaydetme" şeklinde 2 seçenek sunacaktır size.


Eğer ki;

"Tarayıcıyı kaydet" yaparsanız; o bilgisayarda bir daha asla kod sorulmaz ve normal bir şekilde Facebook hesabınıza daha önceden olduğu gibi girmeye devam ederseiniz.

"Kaydetme" yaparsanız; bir önceki tanımın tam tersi olacaktır. O tarayıcı için bir sonraki girişlerde de Facebook sizden kod isteyecektir.

Bu sebeple, kendi kişisel bilgisayarınız ve cep telefonunuz dışındaki hiçbir bilgisayarda "Tarayıcıyı Kaydet" yapmanızı öner-mem! Facebook her girişinizde size kod yollasın, daha sağlıklıdır. Merak etmeyin, Facebook bu şekilde milyonlarca kod yollayabilir. Siz yeter ki isteyin. :)

Bakınız, örnek kod :


Bu kodlar tek kullanımlıktır. 1 defa kullanıldıktan sonra bir daha kullanılamazlar. Bu sebepten dolayı yazının bazı kısımlarında sms ile gelen bu güvenlik kodu için "tek kullanımlık sms şifresi" dedim. Sistemi güvenilir yapan da budur zaten. Yollanan kod, sadece o an için geçerli olan bir koddur. Bir defa giriş için kullandıktan sonra bir daha işe yaramaz. Her girişinizde Facebook'tan yeni bir tane istemelisiniz.


Önceden Kaydetttiğim Bir Tarayıcıyı Daha Sonra Nasıl Silebilirim?

Facebook hesabınızın sağ üst köşesinden "Ayarlar"a girin. Daha sonra ise, "Güvenlik" yazan kısma tıklayın. Oradan da "Güvenilir Tarayıcılar" yazan seçeneğe tıklayın. Karşınıza kaydettiğiniz tarayıcılar çıkacaktır. Bu kısımdan, daha önceden kaydetmiş olduğunu herhangi bir tarayıcıyı kaldırabilirsiniz.

Proses ile Thread Arasındaki Farklar ve İpliklerin (Thread) Avantajları

Daha önceki yazılarda bir prosesi ancak başka bir proses yaratabilir dedik ve bir prosesin fork() çağrısıyla başka bir prosesi yaratması sonucu bir program için birden çok proses paralel olarak çalışabilir dedik fakat; proses oluşturmak işletim sistemi için bazı sebeplerden dolayı çok maliyetli bir iştir. Bu sebeple bir programın birden çok işlem yapması gerekiyorsa eğer birden fazla proses üretmesi yerine Thread yani iplik kullanımının işletim sistemi açısından daha avantajlı olduğunu söylemiştik. Buraya kadar yazdığım ve belirttiğim herşeyin sebeplerini öğrenecez bu yazıda.

Bir program çalışırken ana prosesin yeni bir proses yaratması yerine bir iplik yaratması neden daha avantajlı. İplikler de prosesler gibi çalışırlar fakat hafif proseslerdir dedik. İplikler de prosesler gibi çalışıyorlarsa iplikler ile prosesler arasında farklar nelerdir? Bunlara değineceğiz.

İpliklerin Özellikleri ve Proses'ten Farkları

  • Thread'ler, proses içinde bulunurlar ve aynı adres uzayını paylaşırlar. Bir proses içerisinde birden fazla iş yürütebilirler.
  • İplikler prosesler gibi birbirlerinden bağımsız değildirler. Kendi aralarında kaynakları ve bazı verileri birbirleriyle paylaşırlar. 

Bakınız :

Yani kısacası; 
İşler birbirinden tamamen bağımsız ise : PROSES
İşler birbirine bağlı ve birlikte yürütülüyorsa : THREAD (İplik)  diyebiliriz.


İpliklerin Prosesler İle Olan Ortak Özellikleri:

  • Paralel çalışabilirleri etkileşebilirler ve haberleşebilirler.
  • Dış dünya ile haberleşebilirler.
  • Ardışıl işlemler yapılabilir.
  • İplikler de prosesler gibi bağlam(durum) değiştirebilirler. Hazır, Askıda, Çalışıyor durumlarda olabilirler.


İpliklerin Proseslere Göre Avantajları

  • Tek bir proses bile birden fazla işlem yapabilir. Böylece işlemcide daha az bağlam değiştirme olayı gerçekleşir. Sırada olan daha az proses olur ve bilgisayar işlemleri daha çabuk gerçekleştirebilir. Her işlemde proses kontrol bloğu yeniden güncellenmez. İşletim sistemi işlemleri gerçekleştirirken zaman kaybı yaşamaz.
  • Çok işlemcili sistemlerde faydalıdır. İpliklerin bazıları işlemciye yönelik işlemler yaparken bazıları giriş -çıkış işlemleri yapıyorsa yapılan iş için daha iyi performans elde edilir.
    • Proseslerin kaynakları vardır. İşletim sisteminde yer işgal ederler. Ne kadar çok proses olursa RAM'de o kadar çok yer işgal edilir. İpliklerin ise kaynakları yoktur. Mevcut prosesin sahip olduğu kaynağı kullanılar. Fazladan yer işgal etmezler. Yaratılmaları ve yok edilmeleri proseslere göre daha kolaydır.

    Daha önceki yazımda şunu demiştim;
    Bir programı birden çok prosesin çalıştırmasının avantajları ve dezavantajları vardır. Avantajı; bir programın çalışması için birden çok proses çalıştığı için o program kısa sürede işleme girebilir. Yani bir binayı birden çok işçinin inşa etmesi gibi fakat; bunun şöyle bir dezavantajı var. Ne kadar çok proses olursa, bilgisayarın RAM'inde o kadar yer işgal edilecektir ve CPU bir program için birden fazla proses işleyeceği için bu bilgisayarı daha çok yoracaktır. Kısacası bellek tahsisi, bağlam değiştirme veya anahtarlanma işlemleri sırasında yüklenmeleri işletim sistemi açısından daha maliyetli olur.

    İplik denen olay işte tam da burada devreye giriyor. Yani tam olarak demek istediğim şey şudur. İşletim sisteminde bir iş için 3 ayrı prosesin çalışması yerine, tek bir prosesin çalışıp içinde 3 iplik bulundurması ile aynı işlemler  gerçekleştirilebilir. Proses işlemlerini işletim sistemleri CPU'da işlerken, yukarıda da saydığımız bazı sebeplerden dolayı (bağlam değiştirme olayı vs. ) maliyetli olması sebebiyle, işletim sisteminde bir iş yaparken çok fazla proses kullanmak yerine daha az proses ve daha çok iplik kullanmak, daha çok tercih edilir.

    Özetle, aynı örnek üzeriden konuşacak olursam. Tek proses ve bu proses içinde 3 iplik barındırarak çalışan bir program, 3 farklı proses ile çalışan programa göre, işletim sistemi açısından çoğu zaman avantajlıdır. Bu sebeple bir işlem için çok fazla proses kullanmak yerine, tek proses kullanıp ve tek prosesin içinde iş bölümü yapacak olan birden çok iplik yaratıp kullanmak daha mantıklıdır.

      Outdated Browser Detected Hatası ve Çözüm Yöntemi

      "Outdated Browser Detected" kelime anlamı olarak, modası geçmiş tarayıcı anlamına gelmektedir. Explorer adı altında oluşturdukları sahte sayfa ile insanlar kandırarak, tarayıcılarını güncellemeleri istenmektedir. "Outdated Browser Detected" hatasına, tarayıcı güncellemesi adı altında size exe dosyası indirmeye çalışan bir virüs sebep olmaktadır.

      İşin ilginç yanı ise, bu virüs bilgisayarınıza değil, direkt olarak ağınıza bulaşmaktadır ve oradan da ağdaki tüm bilgisayarların tarayıcılarını ele geçirerek, Mozilla Firefox, Google Chrome, Internet Explorer başta olmak üzere bilgisayarınızdaki tüm tarayıcılara "Outdated Browser Detected" adı altında exe dosya indirmeye çalışmaktadır.

      Örnek ekran görüntüsü : 

      Bu Hatadan Neden Kurtulamıyorum?
      Virüs, modeme sızan bir virüs olduğu için istediğiniz kadar bilgisayarınızı temizleyin, virüs taramaları yaptırın veya programlar indirin, yinede bu hatadan kurtulamazsınız. Siz bu yöntemler ile virüsten kurtulamaya çalışsanız bile, modem aracılığıyla yeniden bilgisayarınıza dolayısıyla da tarayıcılarınıza sızacaktır.

      Çözüm Yöntemi
      Bu hatadan kurtulmanın en temel yöntemi ise modeminizi komple, fabrika ayarlarına yeniden dönecek şekilde resetlemek ve yeniden kurulum yapmaktır. Ayrıca modeminizi resetledikten sonra da virüsün modemin içine tekrardan sızmasını engellemek için, modem arayüz şifrenizi ve kullanıcı adınızı değiştirmenizi öneririm. Modeminizi temizledikten sonra ağa bağlanan tüm bilgisayarınızı da virüs taramasından geçirmenizi daha sonrasında ise ComboFix ve AdwCleaner programlarıyla temizlemenizi tavsiye ederim.

      Dedikerimi uygulamanız durumunda bu sorundan kurtulacağınızdan emin olabilirsiniz. 24 saat boyunca uykusuz kalmama sebep olan bu lanet virüsün başka çözüm yolu yoktur arkadaşlar. Şahsen deneyip uyguladığım yöntemlerdir burada yazdıklarım. Konuyla ilgili sormak istedikleriniz var ise, aşağıdaki yorum formuna yazabilirsiniz.

      Sahibinden.com Sitesinin İlgi Çekici Çalışma Ofisi : Sahip Pleks

      Girişmcilik adına yazılar barından Webrazzi blogunun "Girişimcilik Ofisleri" adı altındaki programlarında, konuk oldukları internet girişimcilerinin arasında en çok dikkatimi çeken Sahibinden.com sitesinin çalışma ofisi olduğunu söyleyebilirim. Sahibinden.com ofis yapısı itibariyle çok geniş bir alana sahip olması haricinde tamamen çalışanlara odaklı bir ofis ortamı oluşturmaları sebebiyle diğer ofislerden ayrılıyor.

      Çalışanların oturacakları sandalyeden, günlük spor faliyetlerine kadar bir çok şey çalışanlar için düşünülmüş. Çalışanların yaptıkları işten daha iyi verim almaları adına Sahibinden.com ofisinde resmen bambaşka bir yaşam alanı oluşturulmuş.


      Sahibinden.com'a ait olan ve Sahip Pleks adını verdikleri çalışma ofisi 5000 metrekareye sahip. Çalışma ofisinde, Playstation salonundan spor salonuna, masa tenisi salonundan basketbol sahasına kadar, hatta yürüyüş parkuru da dahil olmak üzere birçok şirketin bünyesinde barındırmadığı spor faliyetleri SahipPleks'te mevcut.

      Uzun bir zaman önce çekilen bu videoyu ben yeni farkettim diyebilirim. Sahibinden.com'un çalışma ofisi ile ilgili daha bir çok detay için aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.



      Sahibinden genel müdürü Burak Ertaş, çalışma haricindeki onca alternatif için; asıl amaçlarının sıcak bir atmosfer yaratmak olduğunu söylüyor. Çalışma dışı faliyetler konusunda sınır koymadıklarını belirten Burak Ertaş konuşmasında; " Sahibinden.com ekibi olarak ne zaman mola verip eğleneceğimizi ve ne zaman çalışacağımızı çok iyi biliyoruz. Önemli olan işe dört elle sarılmaktır. O olduktan sonra yapılan sınırlamalar pek doğru değil. Bizce, işine dört elle sarılmış bir ekip her şeyi hakeder. " diyerek çalışma ortamının neden bu kadar renkli olduğunu belirtiyor.

      Sahip Plex'in ilgi çekici ortamı ilgili son olarak ise, " Verimli olmak, üretken olabilmek, yaratıcı olabilmek için kapanıp sürekli çalışmak anlamına gelmiyor. İnsanların rahatça konuşabileceği, iletişebileceği, sosyalleşebileceği ortamlar daha iyidir. İş sonuçlarımızda da bunu görmeye başladık ama, bunun daha da iyisini göreceğimize inanıyorum. " diyerek konuşmasını sonlandırıyor.

      Şifrelerinizin Güvenlik Seviyesini Test Edin!

      İnternetin gelişip yayılmasıyla beraber sosyal medya platformları başta olmak üzere çok çeşitli alanlarda hizmet veren siteler de çoğaldı. Özellikle de kişisel bilgilerimizin yer aldığı ve bir anlamda internet üzerindeki "kişisel kimliğimiz" haline gelen, kişisel sosyal medya hesaplarımızın güvenliği bizler için çok önemlidir. Peki sosyal medya hesaplarınızın parolası ne kadar güçlü? Bunu hiç düşündünüz mü?

      Diğer web platformlarından daha da önemli olan sosyal medya üzerindeki hesaplarımız için en zor tahmin edilecek şifreler belirlemeye çalışıyoruz fakat bazen, kırılması zor gibi görünen şifreler çeşitli deneme - yanılma şifre denemesi yapan programlar ile kırılabiliyor.


      Microsoft sitesi, sanal alemde üye olduğumuz platformlar üzerinde belirlediğimiz şifrelerin ne kadar güçlü olduğunu test etmemizi sağlayacak türden ufak bir "parola denetleyici" uygulaması yapmış.

      Buraya tıklayarak parolanızı test edebilirsiniz.

      Bu uygulama sayesinde hem nasıl güçlü şifre oluşturabileceğinizi öğrenebilirsiniz, hem de mevcut şifrenizin ne kadar güçlü olduğunu test ederek, belirlemiş olduğunuz şifrenin güvenlik seviyesini görebilirsiniz.

      Sosyal Medya Hesaplarının Güvenliği İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler

      İnternet, hayatımızda önemli bir yer işgal ediyor. Artık her yerden tek bir tuşlamayla internetin sihirli dünyasına ulaşabiliyoruz. İstediğimiz bilgiye zaman ve mekandan bağımsız olarak, kaynak problemi çekmeden çok zengin bir içerik ortamında ulaşabiliyoruz. 

      İnternet artık bir amaç olmaktan çıkıp bir araç haline geldi. Gerek Facebook, gerek Twitter gerekse de Google+ vb. sosyal medya platformları ile hepimiz artık birer dijital kullanıcıya dönüştük.

      Kişisel bilgilerimizi dijital dünyaya açtığımız bu noktada, kişisel veri güvenliğinin önemi ön plana çıkıyor. Sosyal medyada insanlarla etkileşim kurduğumuz andan itibaren, onların bizi tanımasını ve hakkımızda bilgi sahibi olmalarına olanak tanımış oluyoruz. Bu andan itibaren kişisel verilerimizin güvenliği daha da fazla bir önem arz ediyor. Peki biz dijital dünyada güvenliğimizi nasıl sağlayabiliriz?




      Herşeyden Önce Güvenli Parola Seçimi
      Hangi sosyal platformu kullanırsak kullanalım, 3.şahıslar zayıf halkayı buluna kadar tüm hesaplarınızı tek tek kontrol edebilir ve koymuş olduğunuz basit bir parolayı tespit edip amaçlarına ulaşabilirler. Öncelikle oluşturduğunuz parolalarda mutlaka büyük harf, küçük harf, özel karakterler ve rakam bulundurmalısınız.

      Farklı Platform için Farklı Parola
      Güvenlik uzmanları bu konuda önemle vurgu yapıyorlar. Çünkü, tüm hesaplarda kullandığınız tek bir şifre sizi daha kolay bir hedef haline getirebilir. Üçüncü şahıslar parolanızı kendi yöntemleriyle tespit ettiklerinde bu parolayı daha fazla bilgiye ulaşabilmek için diğer hesaplarınızda da deniyebilirler. O yüzden hesaplarınızda farklı parolalar seçmeniz daha güvenli olacaktır.

      Sosyal Mühendislik Tehlikesi
      Gelişen teknoloji ve bilişim beraberinde yeni kavramları da beraberinde getirmekte. Bunlardan birisi de "Sosyal Mühendislik" denilen kavramdır.

      Nedir Peki Sosyal Mühendislik?

      İnsanları etkileme sanatı diyebiliriz kısaca. Bu tabiri kullanan bazı tehlikeli kişiler, en büyük güvenlik açığının insanın kendisi olduğunu düşünüp, saldırlarını bizzat kullanıcının kendisine düzenlerler. Buarda saldırıyı düzenleyen kişi,farklı kişiliklere bürünüp insanları kandırarak normal şartlarda alamıyacağı kişisel bilgilerinizi sizden kolay bir şekilde, kandırma sanatını kullanarak elde edebilirler.

      Peki böyle bir saldırıya mağruz kaldığımızı nasıl anlayabiliriz?

      • Email adresinize gönderenin belli olmadığı spam mailler bir  tehdit olabilir.(zararlı kod,resim içine gizlenmiş zararlı yazılım)
      • Kendini polis,savcı,jandarma olarak tanıtıp sizden telefon vasıtasıyla para isteyen kişiler.(dolandırıcılık girişimi)
      • Pishing yöntemi. Örnek olarak; taklit edilen bir bankanın emaili üzerinden sizden istenen kredi kart numarası, kart şifresi gibi güvenli olmayan bağlantılar üzerinden gönderilen mailler.

      Sosyal Medyanın Kişilere Olan Etkisi

      Hemen hemen her evde artık internet var,durum böyle olunca da her evde de bir sosyal medya kullanıcısı var artık.

      Sosyal medya hakkında önce kısaca bir bilgi vermek gerekirse; gerçek hayatın kendisini, dijital dünyaya taşıması ile beraber kullanıcıların istek ve ihtiyaçlarını birebir internet ortamında cevap bulması olarak ifade edebiliriz. Mesela en basit olarak, dışarı çıkıp yemek yemek yerine tercih ettiğimiz online sipariş alan yemek siteleri, ratile gitmek istediğimizde tur şirketindeki rehbere danışmak yerine online tatil hizmeti veren şirketi tercih etmemiz veya sinemaya gideceğimiz zaman gişede kuyruk bekleyerek alabileceğimiz bir bileti, tek bir tuşlamayla online ortam aracılığıyla zamandan ve mekandan tasarruf ederek almamızı örnek olarak verebiliriz. 


      Global Dijital Statics tarafından 2014 te yapılan araştırmada ülkemizde günlük olarak sosyal medyada 2,5 saat vakit geçiriyoruz ki buda 24 saatlik zaman diliminde azımsanmıycak bir süreye tekabül ediyor. Buraya kadar bahsettiğimiz ihtiyaç üzerine sosyal medya kullanımına ilişkin bilgilerdi.

      Birde sosyal medya profilleri söz konusu. Aile, dost ve arkadaşlarımızla iletişim kurduğumuz ve samimi ilişkilerin olduğu Facebook; gündemi ve dünyayı yakından takip edip kendi duygu ve düşüncelerimizi özgürce ifade ettiğimiz twitter; daha profesyonel ve global dünyada herkesin anlık resim paylaşımında bulunduğu Instagram profilleri hemen hemen herkeste vardır. Bunlar sadece öne çıkan platformlardan birkaçı ve her biri bizim aktif olarak kullanıp farklı kullanıcılarla etkileşimde bulunduğumuz mecralardır.

      Kullandığımız platform arttıkça bizim üzerimizdeki etkisi de değişiklik gösteriyor. Çünkü her sosyal medya mecrasının birbirinden bağımsız bir içeriği ve o içeriği uygun bir kullanıcı topluluğu var.
      Facebook’ta beğendiğimiz bir yazı, aynı şekilde Twitter'da paylaşıldığında eleştirel yaklaşıp bu düşünceyi beğenmeyebiliyoruz gerekçe olarak; Twitterin bize kazandırdığı farklı çerçeveden bakış açışı.

      Gerek teknolojik gerekse dijital devrimlerin yaşandığı bu bilgi çağında biz, sosyal medyanın giderek artan öneminin farkındayız. Bilgiye artık zaman, mekan ve kısıtlamalardan bağımsız olarak çok hızlı bir şekilde ulaşabiliyor ve böylece içerikte derinliğe daha rahat inebiliyoruz.

      Google Chrome Kullanıcıları Tarafından Pek Bilinmeyen 5 İpucu

      Chrome üzerindeki yeteneklerinizi geliştirmeye hazırmısınız? Konumunuzu nasıl ayarlayacağınızı, kolayca önbelleğe alınmış sayfalara nasıl bakacağınızı ve daha fazlasını öğrenmeye hazır olun.

      Eğer internet sağlayıcınız olarak Google Chrome’u kullanıyorsanız, bilmeniz gereken ve kullanabileceğiniz birkaç kısa yol mevcut. The Digital Inspiration adlı blog, Chrome deneyimini artırmak isteyen kullanıcılar için bilinmesi gereken 15 kısayol yayınladı. Bu siteden tüm kısayollara bakabilirsiniz. Biz size başlamak için en iyi olan 5 kısayolu anlatacağız.



      1) Coğrafi konumunuzu seçin
      Mevcut konumunuzu gezdiğiniz sitelerle paylaşmak istemiyor musunuz? Yada belki seyahat için rezarvasyon yaparken başka bir devlet üzerinden daha iyi bir fiyat alacağınızı düşünüyorsanız bu ipucunu deneyebilirsin.
      1. Geliştirici araçlarını açın. (F12 yada CTRL+SHIFT+I yapın.)
      2. Geliştirici araçları alanının sol üst köşesindeki telefon simgesini tıklayın
      3. Araçlar penceresinin alt yarısında bulunan Emulation sekmesini tıklayın
      4. Soldaki sensörleri (Sensors) seçin, sonra konum belirleme (Emulate Geolocation) koordinatlarının yanındaki onay kutusunu işaretleyin
      5. Enlem ve boylam değerlerini girin.


      2) Otomatik tamamlama girişlerini silin
      Bir URL yazarken eğer öneri çubuğunda birkaç utanç verici giriş görürseniz onları SHIFT + DELETE yardımıyla pratik bir şekilde silebilirsiniz.


      3) Önbelleğe alınan sitelere bakmak 
      Bir web sitesinin önbelleğe alınmış sürümünü görmek ister misiniz? Yapamanız gereken sitenin URL'sinin ön kısmına cache : yazmak. Artık bu site için arama yapmanıza gerek yok. Google anasayfanızda çıkan küçük oka tıklayıp önbelleği seçmeniz yeterli.


      4) Chrome uzantılarını elle yükleyin
      Eğer aradığınız yer Chrome Web Store üzerinde mevcut değilse, CRX dosyasını indirip uzantılar sayfasına sürükleyip bırakabilirsiniz. Ayrıntılı adımlar için buraya bakabilirsiniz.


      5) Web sitelerinin mobil sürümlerini görüntüleyin
      İnternet bağlantınız yavaş olduğunda,yapmak isteyeciğiniz son şey ağır içinde bolca resim bulunan ağır bir sayfayı yüklemektir.Bu özellikle internet paketiniz azalmaya başladığında can sıkmaya başlar.

      1. Geliştirici araçlarını açın.(F12 yada CTRL+SHIFT+I) 
      2. Geliştirici araçları alanının sol üst köşesindeki telefon simgesini tıklayın.
      3. Araçlar penceresinin alt yarısında bulunan Emulation sekmesini tıklayın.
      4. Soldaki aygıtı seçin,daha sonra açılan model kutusunsan cihazınızı seçin. 



        Hangi Programlama Dilleri Öğrenilmeli? [En Önemli 10 Programlama Dili]

        Teknoloji sektörü şu sıralar patlama yaşıyor. Eğer son bir kaç yıl içinde bir bilgisayar ya da akıllı telefon kullandıysanız bunu muthemelen farketmişsinizdir.

        Sonuç olarak kodlama becerilerine yüksek ihtiyaç duyuluyor. Bu da bir şirkette programlama işleriyle ilgilenen kişilerin ödemelerinin, ortalama işlerden daha yüksek ödeme aldığını gösteriyor. Hatta teknoloji dünyasının ötesinde bir programlama dili en az bir yaşam öyküsü kadar etkileyici bir durum yaratır.

        Proglamlama dilleri istihdam sektörüne göre değişiklik gösterirler.

        Finansal ve kurumsal sistemler, karmaşık işlemleri gerçekleştiren ve son derece organize olan Java ve C# gibi dillere ihtiyaç duyar. Medya ve tasarım ile ilgilenenler web sayfalarını daha dinamik, çok yönlü, fonksiyonel ve az koda ihtiyaç duymalarından dolayı Ruby, PHP, JavaScript ve Objective-C gibi dillere gereksinim duyarlar.

        Bizde size bu yazımızda öğrenmeniz gereken 10 proglama dilini anlatacağız.

        1) Java







        Java 1990'larda Sun Microsystems tarafından geliştirilen bir sınıf tabanlı nesne yönelimli proglamlama dilidir. En çok talep gören proglama dili olan Java, kurumsal yazılım, web-tabanlı içerik, oyunlar ve mobil uygulamaların yanı sıra Android işletim sistemi için de kullanılır. Java birden çok platform üzerinde çalışır. Örnek vermek gerekirse Mac OS X üzerine yazılmış bir program aynı zamanda Windows üzerindede çalıştırılabilir.


        2) C Dili 

        1970'lerin başında geliştirilen genel amaçlı, zorunlu programlama dilidir. C en eski ve en yaygın olarak kullanılan bir dildir. C dili C#, Java, JavaScript ve Pyton gibi diğer popüler dillerin yapı taşlarını oluşturmuştur. C dili çoğunlukla işletim sistemleri ve gömülü uygulamaları gerçekleştirmek için kullanılır. Çünkü diğer diller için temel oluşturur. Diğer dilleri öğrenmeden önce ilk olarak C ya da C++ öğrenilmesi tavsiye edilir.


        3) C++ 







        C++ ilk başlarda C dilini geliştirmek için tasarlanmış, nesne yönelimli ve orta düzey bir programlama dilidir. Firefox, Winamp ve Adobe gibi bir çok büyük yazılım C++  tarafından geliştirilmişt. C++ sistem yazılımlarını, uygulama yazılımlarını, yüksek performans veren sunucuları ve video oyunlarını geliştirmek için de kullanılır.


        4) C# 







        NET girişiminin bir parçası olarak Microsoft tarafından geliştirilen çoklu paradigma dilidir. "C-Sharp" olarak telafuz edilir. C ve C++ ilkelerini birleştiren C#, Microsoft ve Windows platformları için yazılım geliştirmek için kullanılan genel amaçlı bir dildir.


        5) Objective-C 

        Objective-C, Apple şirketine ait tüm cihazların işletim sistemlerinde kullanılan nesne yönelimli, genel amaçlı programlama dilidir. API'nın yanı sıra Apple'ın OS X ve iOS işletim sistemlerine güç veren Objective-C dili, iPhone telefonlar için uygulama oluşturmak içinde kullanılır.



        6) PHP 







        PHP (Hypertext Processor), dinamik web siteleri ve uygulama geliştirmek için tasarlanmış sunucu tarafından komut dosyası alan ücretsiz bir programlama dilidir. Bu doğrudan harici bir dosya olabileceği gibi HTML belgesi içinede gömülmüş olabilmesi, PHP dilini web geliştiricileri için popüler hale gelmesini sağlamıştır. PHP dili Facebok, Digg ve Wordpress başta olmak üzere 200 milyondan fazla siteye hayat verir.


        7) Python

        Python web siteleri ve mobil uygulamalar için tasarlanmış yüksek seviyeli bir dildir. Okunabilirliği ve kompakt sözdizimi anlaşılabilir olduğundan yeni başlayanlar için oldukça kolay bir dil olarak kabul edilir. Yani geliştiriciler bir kavramı yazarken diğer dillerde olduğundan daha az kod kullanır. NASA, Google ve Yahoo tarafından kullanılır.


        8) Ruby







        Web siteleri yaratmak ve mobil uygulama geliştirmek için tasarlanmış olan Ruby programlama dili,  dinamik ve nesne yönelimli olmakla birlikte, basit ve yazması kolay olan bir programlama dilidir. Python gibi Ruby de yeni başlayanlar için önerilen kullanıcı dostu bir dildir.


        9) JavaScript

        JavaScript bir istemcidir. Netscape tarafından geliştirilmiş C'nin söz diziminden türeyen sunucu yönelimli betik bir dildir. Birden çok web tarayıcısı üzerinde kullanılabilir. İnteraktif veya animasyonlu web işlevlerini geliştirmek için gerekli olan dildir. Ayrıca oyun geliştirme ve masaüstü uygulamalarında da kullanılmaktadır. JavaScript sözleri Google'ın Chrome uzantıları, Apple'ın Safari uzantıları, Adobe Acrobat ve Reader içine gömülüdür.


        10) SQL








        SQL ilişkisel veritabanı yönetim sistemleri ve verileri yönetmek için tasarlanmış özel amaçlı bir dildir. Çoğunlukla "Query"(Sorgu) fonksiyonu veritabanlarındaki bilgileri aramak için kullanılır. SQL Amerikan Ulusal Standartlar Enstitüsü(ANSI) ve Uluslararası Standardizasyon Örgütü(ISO) tarafından 1980'lerde standardize edilmiştir.





        Google Artık Yandex Gibi Websitelerini Yeni Sekmede Açıyor

        İnternet aleminin en çok bilinen 2 aramam motoru devi Yandex ve Google rekabetinde Google her ne kadar önde gitse bile, bazı konularda Yandex'ten de bir şeyler kapmıyor değil.


        Bildiğiniz üzere Yandex, yayın hayatına başladığı ilk günden beri, arama sonuçlarındaki siteleri, arama sonuçları üzerine değilde, yeni sekmede açıyor olmasıyla dikkat çekmişti. Google ise bunu yapmayıp siteleri arama sonuçlarının üzerine açıyordu. Bunun neticesinde ise, aradığımız bilgiyi ilk girdiğimiz sitede bulamadığımız takdirde, tarayıcımızın "geri" butonuna tıklayarak arama sonuçlarına geri dönmek zorunda kalıyorduk.

        Google mühendislerinin, Yandex'in arama sonuçlarında çıkan websitelerini kullanıcılara yeni sekmede açtırma fikri çok hoşlarına gitmiş olmalı ki bunu Google arama motoruna da entegre ettiler. Artık Google'da aradığımız sonuçlar arasından herhangi bir siteye tıkladığınız zaman, açılacak web sitesi Yandex'te olduğu gibi arama sonuçlarının üzerine değil, yeni sekmede açılmaktadır.

        "Geri" yapmamak adına güzel bir hamle olarak düşünülse de koskoca Google yıllardır bunu akıl edememiş olamaz. Bu değişikliğin neden daha önceden değil de şimdi yapıldığı ise merak konusu.

        C# İle Google Arama Motoru Programı Yapmak [Güncel]

        C# programlama dili, Windows işletim sistemine sahip platformlar için masaüstü programlar ve çeşitli uygulamalar yapmaya yarayan bir programlama dili olduğunu belki birçoğunuz biliyorsunuzdur. Daha önceki yazımda C# ile CocaCola ve Pepsi Şifresi Üreten Program'ın yapımını göstermiştim. Bu yazımda ise, yapacağımız bir masaüstü programı ile otomatik olarak Google üzerinden arama yapmanın nasıl olacağını göreceğim.

        Belki size daha başka projelerinizde yol gösterici olur diye sadece mantığının nasıl olduğunu görmek açısından C# ile Google arama motoru yapımını size çok basit bir şekilde göstereceğim. İnternette bunun nasıl olacağını anlatan birkaç site mevcut fakat o sitelerde yazılan kodlar artık geçerliliğini yitirmişler.

        Biliyorsunuz ki Google artık eski Google değil, arama yapmak için birkaç harf girişi yapmaya başladığınız andan itibaren sonuçlar görüntülenmeye başlıyor. Google'ın bu yeniliği sebebiyle ise masaüstü Google arama programı yapmak için daha önceden kullanılan kodlar artık çalışmamaktadırlar ve HTML ELEMENT mantığıyla yazıldıklarından daha çok kod yazmak zorunda kalabiliyoruz. Anlatacağım yöntemde kodların çok az olmasına şaşıracaksınız. Üstelik bu yöntemi düşünürken HtmlElement'lerden değil, sadece stringlerden faydalandım. HtmlElement ile de bir çözüm üretilebilirdi elbette ama dediğim gibi kodlar daha da uzayacaktı.

        HtmlElement olmadan Google'da C# ile Google arama motoru yapımı nasıl olur diye düşünürken aklıma son derece güzel bir yöntem geldi. Göstereceğim yöntemi bizzat denedim ve çalışıyor. Bu sebeple başlığa da "güncel" yazdım. Bu yöntem ile beraber aramaları direkt olarak link üzerinden yapacağımız için, çok sağlam bit yöntem olduğunu söyleyebilirim.

        Google'da birkaç tane arama yaptım ve hepsinin linklerini tek tek inceledim ve bunun sonucunda bazı elemeler yaparak sade bir linke ulaştım. Eğer Google Chrome veya Mozilla Firefox kullanıyorsanız bu basit linke ulaşmanız zor olabilir ama Internet Explorer'de arama yapmayı denerseniz eğer, Google aramalarda kullanılan anahtar linkin şu olduğunu göreceksiniz : https://www.google.com/search?q=Aranacakİfade

        Linki tarayıcınıza yapıştırın ve koyu siyah renk ile yazdığım "Aranacakİfade" kısmını silip oraya aramak istediğiniz kelimeyi girin. Google ile sağlıklı bir şekilde arama yaptığınızı göreceksiniz.

        Birkaç örnek;
        https://www.google.com/search?q=blogkafem
        https://www.google.com/search?q=aliarslan10
        https://www.google.com/search?q=blogkafemi seviyoruz
        https://www.google.com/search?q=blogkafem.net

        İşin mantığını anladıysanız eğer, şimdi ise kodlama aşamasına geçelim. Kodlama aşamasında bize lazım olacak şeyler;
        • 1 tane webBrowser
        • 1 tane textbox
        • 1 tane buton
         Tasarımımız yaklaşık olarak şu şekilde olacak yani;



         Google'da Ara Butonu İçine Yazılacak Olan Kodlar :

        Bunun dışında hiçbir kod yok arkadaşlar. Gördüğünüz gibi, diğer sitelerdeki yöntemlere göre oldukça  basit!

        Ayrıca Form1() içine;
        webBrowser1.ScriptErrorsSuppressed = true;

        kodunu eklerseniz, programınız ile Google dışı sitelerde gezerken olası hataları da önlemiş olursunuz.

        Programın videosu;

        MYoutube Programı İle Youtube Videolarınızın Görüntüleme Sayısını Arttırın!

        Youtube'a video atan herkes mutlaka ki videosunun yeteri kadar ilgi görmesini bekler. Eklediğiniz videonun yalnızca 3-5 görüntüleme alması hem canınızı sıkabilir hem de "ilgi görmeyen" bir video, izleyecek olan diğer insanlar için kötü bir izlenim yaratabilir.


        Yeni eklediğiniz bir videonun eklediğiniz gün içerisinde yüzlerce izlenme sayısına ulaşmasını sağlamak ise MYoutube adlı masaüstü programı ile oldukça kolay. Kendi Youtube videolarınızın görüntüleme sayısını arttırmaya yardımcı olduğu için My + Youtube isimlerinin birleşimi olarak programa, MYoutube ismini vermeyi uygun buldum.

        MYoutube programını indirmek için buraya tıklayınız!

        Program Nasıl Çalışır?
        Programın çalışma şekli ise oldukça basit. Tek yapmanız gereken şey, Youtube linkinizi programdaki kutucuğa ekleyip ondan sonra çalıştırmak olacaktır. Programı simge durumuna küçültüp siz işlerinizi yaparken program da arka planda sürekli olarak çalışarak, videonuzun görüntüleme sayısını arttıracaktır. Progamın nasıl çalıştığını görmeniz açısından yazının en altına eklediğim videoyu izleyebilirsiniz.

        Program İle İlgili Bilinmesi Gerekenler
        • Yeni eklenen ve 100 görüntülemenin altındaki videolar için geçerlidir.
        • Başka bir link eklemek için önce programı durdurmalısınız.
        • Programı durdurduktan sonra, "Çalıştır" butonu aktif olmakta.
        • Linki silmek için "Temizle" butonunu kullanabilirsiniz.
        • Programın düzgün çalışabilmesi için internet bağlantınızın olması gerek.
        • Programı kullanmadan önce kullandığınız Internet Explorer tarayıcısının Youtube videolarını açıp açmadığından emin olunuz.
        • Internet Explorer tarayıcınız Yotube videolarını açmıyorsa, Flash Player uygulamasını yükleyerek bu sorunu çözebilirsiniz.
        • Videolarınıza reklam eklemişseniz, görüntüleme sayınız artmayabilir.
        • Programdan faydalanabilmek için, video önü reklamlarınız varsa programı kullanacağınız sırada reklamları Yotube panelinizden kaldırmanız faydanıza olacaktır.
        • Programın çalışmasını engelleyen örnek reklam için buraya tıklayınız.


        Program İle İlgili Gerekli Açıklamalar
        Programı özellikle bazı işletim sistemleri veya bazı virüs programları, virüslü olarak gösterebilir ama program tamamen temiz bir programdır. Bilgisayarınıza hiçbir zararı olmayan ufak bir masaüstü programıdır. C# programlama dili ile yazılmıştır. Programı lisanssız ve ücretsiz olarak dağıttığımdan dolayı böyle bir uyarı almanız gayet normaldir.

        Programın Videosu
        Tam ekran yapıp, videodaki çark kısmından görüntü kalitesini arttırarak videoyu daha iyi bir şekilde izleyebilirsiniz.

        Bir Websitesinin Çöktüğünü Nasıl Anlayabiliriz?

        Çoğunlukla kullandığınız websitelerine bazı zamanlarda kısa süreli de olsa erişim sağlayamama gibi durumlarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Hatta çok nadir de olsa zaman zaman Facebook ve Twitter gibi dünyanında önde gelen sosyal medya platformlarında da bu tarz şeylerle karşı karşıya kalabiliyoruz.


        Peki siteye erişimemenin sebebi site sahibi tarafından koyulan kısa süreli bir erişim engeli midir yoksa herkes girebiliyor da bir tek sizin kullandığınız ağ da mı bir problem var?

        Bir Websitenin Çöktüğünü Yada Erişilemez Duruma Geldiğini Nasıl Anlayabiliriz? 

        Bunu anlamanın basit bir yolu var.

        http://www.downforeveryoneorjustme.com/ adlı bir web sitesi size bunun cevabını vermektedir. Boş olan kutucuğa test etmek istediğiniz sitenin adresini yazarak "or just me?" üzerine tıklıyoruz. Herkes sorunsuz bir şekilde girebiliyorken sadece siz o websitesine erişemiyorsanız karşınıza "It's just you." şeklinde bir cevap çıkacaktır. Erişmeye çalıştığınız siteye erişim problemi genel bir problem ise "It's not just you!" gibi bir cevap size geri dönecektir.

        "Check another site?" kısmından ise farklı websitelerini test edebilirsiniz.

        Örnek : google.com sitesini test ettik. Sorun sadece bizdeymiş. Başkaları tarafından erişilebilir olduğu gibi bir sonuç aldık. Bakınız :


         
        Örnek : googleffff.com adında bir websitesi sıktım kafamdan ve onu test ettim. Sorun sadece bende değilmiş. Hiçkimse o siteye erişemiyormuş gibi bir anlam çıkarabiliriz aşağıdaki ekran görüntüsünden. Bakınız :